AYIŞIĞI

AYIŞIĞI
fotoğraf için SERDAR YAŞAR'a teşekkürler :)

21 Şubat 2009


Uykusuz geçen bir gece daha

Sabahı vuruyor saatler
Hava aydınlanmaya başlıyor ,

Git gide aydınlanıyor

Ve insanların telaşı başlıyor

Hazırlanıp çıkıyor birçoğu

Aceleleri ayak seslerine dönüşüyor

Herkes yollara dökülüyor

Çünkü şehirde ;

Yaşayan insanların günü başlıyor

Sokakları insanlar arabalar aşındırıyor

Heyecanlar , umutlar , kavuşmalar

Üzüleni , güleni , can bulanı , öleni

İçinde bu saatlerin hepsi
Ve sonra güne

Ağır ağır iniyor kara

Gün giyiyor matemin rengini

Bitiyor yaşayan insanların hareketleri

Başlıyor benim ; karanlık yalnızlığım

Yas zamanım . . .

Kucaklıyor beni tüm soğukluğuyla

Yine de ısıtıyor içimi

Yanıyor kor yüreğim

ÖLüyorum her sabah ama

Diriltiyor her gece

Cankırıklarım bedenimi

Yaşıyorum , yaşamıyorum

Ölüyorum ölmek istiyorum
Gün hiç olmasın ! Olmasın gün
Yaşamak istiyorum . . .

13 Şubat 2009

domaniç istanbul arası yolculuk



Yine bi yolculuk halbu ki hazzetmem ...



6eyülden beri bu 3üncü İstanbul 20 gündür bir ordayım bi burdayım ...

Off!!! Sıkılmaya başladım artık , bir okul sevdasıdır sürükleniyoruz ...



Aklımda binbir fil gelde anlat anlatabilirsen birine ...

Bazen hani diyorum tüm bunlar neyin çabası , diploma iyibir gelecek mi vadediyor sanki .

Çıkar yol bulmak zor bu kargaşamda.

Elimde yine kalem ve ben , yollarda sanki kurduğum herşey aynen olmuş gibi yeni bir düzen kurmak çabasındayım !



Zamanda ben nerde akıp gidiyorum ki ?..

En derinlerdeki fırtınalarda neler kopuyo anlatması güç .



Hayatımda sıkıntılar yeni günlere gebe aklım çekgit diyor bu hayattan ÇEKGİT !

Seslenmek gerek ; '' Fiyatımı sorma ölüm çal beni bu hayattan '' diye. HIHHH!!! SAÇMA

Ben niye hayatı toz pembe yaşayamıyorum ki !!!

Derdim sanki ne ; altı üstü aklıma toz kaçtı , birzda doldu ...

Teknoloji bu kadar ilerledi hadi mucitler aklıma format atında bir işe yarayın :-)



Yine isyanlardayım hayata aslında halbuki hiçderdim yokken kendimi çıkmaza soktum .

Arabesk yaşam tarzından enstanteneler :

-Kara bahtım kör talihim

-Batsın bu dünya

-Gücendiğim dağlara hep kar yağdı

-Aileme yük kara sülük

Pardon ya ben sarışındım dimi unutmuşum .

''Konuyu saptırma aylin (-: İÇ SES :-)'' sen sussana yavhu girme araya her yerde ...

Eeee nerde kalmıştık neyse ya bu konu derin mevzuu !


Neyse ki bu yolun sonunda beni iki güzel bir şey bekliyor :

AİLEM ve KURBAĞA PRENSİM ...



AAA!.. Yol bitiyor , evet evet işte OĞAZ KÖPRÜSÜ ...

- Kaptan dur dur arabayı sağda inecek var,
. . .
- Ya lütfen bir istisna tanıyın indiremeyeceğinizi biliyorum aslında ama hazır köprüye gelmişken azıcık ucundan intehar edeyim demiştim ,
. . .
- Olmaz mı son kararınız mı ama bakın meşhur olurum belki , kameralara poz veririm sonra orda reklamınızı yaparım orda ,
. . .
- Hayır mı , aman üfff be tamam sizinlede aşık atılmıyor ...

Atın beni denizlere yalan dünya size kalsın dedim kabul etmediniz .

Hıhh ölün emi , tövbe nasubillah şu mübarek günde saçmalamak suretiyle çarpılacağımda :-)



SALAĞI OYNAYACAĞIM HER YENİ GÜNE ŞİMDİDEN MERHABA !!!

Hayatın benle zoru yok benim hayatla zorum var .

Ve hala bazı şeylere gülümseyebiliryorsam o halde BEN VARIM PUHAAAHHA !..

Alakaya MAYDONOZ ... Ciddiyet sıfır oldu :)



Aman şimdi gir o sokağa millet camlara HOŞGELDİN AYLİN nerden biliyorsunuz hoş bir yolculuk geçirdiğimi ?

Hem yaptığınız hiç etik değil , bakın komşucuklarım beni gözetliyorsunuz ...

Hem hoş değil eli boş geldim , bakmayın valizlerime size yok hediye .

Ne balta düştü suya , ne o suyu inek içti , nede ormana kaçtı , hem durun ya inek niye ormana kaçıp orman yanıp bitip kül olsun zaten küresel ısınma var .

Ki kundakçılar yakıyor zaten ormanları yeterince , imara açılsın diye ...

Bu inekte kundakçı mıymış eee oda mı organize olmuş ; hangi sürünün ele başıymış ; emri kimde almış ???

Hadi ya tühhh azmettiricisi bulunamamış mı...

Keşke hakim olsaydım inekout operasyonunda tüm inekleri içeri aldırır ; hepsinede en yakın mezbahada idam zecası verirdim .

Aslında hiç fena olmazdı köşeyi dönerdim bi dakika ya idam kaldırılmıştı dimi ...

Bu yol burada biter ve ben çekip giderim işte yolun sonu OTOGAR

YOL BİTTİ

YOLCU



''YOLCU''NUN ŞAHIS EKLERİNE ÇEKİMİ
Oldum olası yolculukları hiç sevmezdim zaten , uzun yada kısa mesafe hiç farketmez... Her yolculuk aklıma ayrılıkları getiriyor çünkü . Bazı yolların dönüşü var ama bazı ayrılıkların olmuyor dönüşü !.. Hayat genelde tek yönlü çok şeritli yollarda geçiyor ve çokça çıkıyor karşımıza o yolda ki yol ayrımları .
Can yakanlar hep gidenler midir? Çok mu kolay can yakmak sanıyor bazıları , can yakanların hiç yanmıyor mu canı ? Elbetteki onlarda kanıyor , kanatılıyor ...
Biraz daha mutluluk için karanlık acılara gömülmedik mi , pek çoklarımız ağlamadık mı her gece ve devamı sabahlarda ...
YOL ,YOLCU , YOLCULUK ; elimizde üç kelime birinden türemiş diğer ikisi ...
Biri dolaylı tümleç
Biri ise özne
Birine gelince yardımcı eylem bazende olur yüklem ...
Ve bu üç kelimenin bulunduğu cümlelerle başlar hayatlar . konumuna bağlı olarakta değişir hikayeler , genelde iki durum vardır :
Sevdikleriniardında bırakıp gidiyorsa acı çekenlerden olduğu malumunuz ...
Eğer mutlu yolcu hikayesi ise bunun içinde sevdikler ve kavuşma kelimeleride geçmekte ...
Gidene zor gelir o yolları geçmek ! Aslında kalana daha da zordur öylece orada kalakalmak ... Ve gitmenin adı yolculuğa bürünmüştür fakat özü ayrılıktır her halukarda ! . .
Gidenlerin yerine gelir yenileri ama yolcudur hepsi . Pek uzun zaman almaz gitmelri . İçinde bolca sevgi , isteş fiilli olsa bile cümlenin yüklemi ...Ve dur denmez gidne ; kaldıki densede fayda etmez gitmesine . giden yolcudur sonuçta kalamaz uzun süreler bir durakta !
YOLCUYUM
YOLCUSUN
YOLCU
YOLCUYUZ
YOLCUSUNUZ
YOLCULAR ! ! !

12 Şubat 2009

BENCE GECE


Kimseye benzemez gecenin rengi , ayın asaleti
O derin ama huzurlu sessizliği , bulutların hareketleri
Gecede sen , gecede ben , gecede herkes . . .
Bazıları için yalnızlığın en derini gecede
her gece ayrı anlam taşır bende
24 saatin en güzel zamanı gece
Kimileri için şaşalı geçer gece , kimi içinse sade
Bazen en temiz duygular demek gece
Her ne kadar karanlık olsada , kötülüğü anımsatsada
Odamda gece , sokağımda gece
Gece her yerde , insanın tüm benliğinde . . .
Sessizliğin içinde karamsarlık varsa yüreğinde
Çıkış yolu arıyorsan birde , aya bakmalısın gece
Ay bulutların arasına girsede bir süre gözükmesede
Aynı asaletle , aynı umutla geçiyor bulutların önüne
Yeni bir gün demek her gece
Umutlar , özlemler , sevgide gecede
Başımı yastığıma koyduğumda
Olanlar aklıma geldiğinde
Boşver diyebildiğim saatler gecenin içinde
Ağladığımda siler tüm gözyaşımı
Umursamadan insanların bugün yine beni nasıl kıracağını
Gece alır kucağına beni , sonra sarar ; kapatır gözlerimi
Bir anne edasıyla , dost kadar yakınlığıyla . . .